KAHVE HAKKINDA 6 BİLİNMEYEN
Son yıllardaki popülerliği ise su götürmez bir gerçek… Keyifli sohbetlerimizin, yoğun iş zamanlarımızın, Pazartesi sendromlarımızın, eğlenceli hafta sonlarımızın kısacası her anımızın içerisinde kahvenin olduğunu çok net bir şekilde görebiliyoruz. Americano, latte, cappuccino, macchiato, espresso, cold brew gibi yabancı kelimeleri günlük hayatımızın içerisine kolayca yerleştiriverdi. Benimki sade olsun, benimki sütlü olsun, karamel şurubu alabilir miyim, ekstra hot olabilir mi?
Peki hayatımızın bu kadar içerisinde yer alan kahve hakkında neler biliyoruz? Bu kadar çok sevip tükettiğimiz bu siyah içecek hakkında her şeye hakim miyiz?
İşte size kahve hakkında 6 bilinmeyen:
Kahve demlemek sanattır.
Bu sanatı etkileyen faktörler, kahvenin fincandaki kalitesini de belirler. Kahvenin eşit bir şekilde öğütülmesi ve yüksek ısıdan dolayı yanmaması, suyun sertliği, kireç oranı, suyun ısısının kahvenin çözümlenmesinde etkisi ve baristanın kahveyi demlemek için seçtiği demleme tekniği kahvenin tadını etkiler.
Suyun kahve demlemedeki rolü, sandığınızdan da büyüktür. Bir fincan kahvenin %90-98,5’i sudan oluştuğunu bilmemiz suyun önemini anlamamıza yardımcı olacaktır.
Su, kahve çekirdeğinden sonra en önemli ikinci ana maddedir. Su olmadan kahve yapmamız mümkün değil. Bu sadece kahvenin tadı ve görünüşü için değil aynı zamanda makinenizin ömrü içinde önemlidir. Makinede sudan dolayı oluşabilecek sorunların ileride kahvenizin tadına daha çok etkisi olabilir. Sudaki minerallerin ve kireç oranı kadar suyun pH değeri, yani sertliği de önemlidir. Bu bölgeden bölgeye, şehirden şehre göre değişebilir. Bunu yaşadığınız şehrinizin su arıtma kurumuna sorup öğrenebilirsiniz ya da kendiniz test edebilirsiniz. Bir pH metre almakta yarar vardır, fiyatları kalitesine göre değişiyor ama çok pahalı bir alet değil. Sonuçta demleyeceğiniz kahve ve makineniz için önemlidir. İleride bu yüzden yaşayacağınız bir sorun size daha pahalıya mal olmadan önleminiz almış olursunuz.
Kahvenin karakteri çekirdeğinden gelir.
Robusta ve Arabica çekirdekleri dünyadaki bütün kahveleri oluşturan iki ana tiptir. Dünyadaki kahve üretiminin yaklaşık %70’ini Arabica çekirdekleri oluştururken %30’i ise Robusta’dır.
Etiyopya'da keşfedilen ilk kahve bitkisinden türemiş olan Arabica, daha çok yüksekliği 800-2200 metre arasında olan dağlık platolarda veya volkanik yamaçlarda yetişir. Yeşilimsi sarı renkteki oval Arabica çekirdeklerinden üretilen kahve, Robusta'ya göre daha az kafein içerir. Genellikle ıslak işlenmektedir. Bu sayede Arabica kahveleri canlı bir parlaklığa da sahip olmakla beraber meyveli kabuk tatları vermektedir. Ancak yapı itibariyle çok dirençli olmadığından yetiştirilmesi daha zordur ve daha pahalıdır.
Bilinen adıyla Robusta ise 0-800 metre arasında yetişir. Sarımsı kahverengindeki yuvarlak Robusta çekirdeklerinden üretilen kahve, Arabica'ya göre yaklaşık iki kat daha fazla kafein içerir. Hastalıklara ve iklim koşullarına çok dirençli olduğundan yetiştirilmesi çok daha kolay ve ucuzdur. Damakta kalıcılığı daha yüksek bir tada sahiptir.
Kahve deyip geçmeyin.
Kahvenin içerisinde ilk önce sadece kafein olduğu aklımıza gelir. Oysa gelin görün ki kahvenin içeriğinde aldehitler, asitler, alkoller, sülfür bileşikleri, amonyak ve uçucu aminler, karbonhidratlar, yağlar, proteinler gibi pek çok madde bulunmaktadır. Günde bir fincan kahve; B2 vitamininin %11, B5 vitamininin %6, manganez ve potasyumun %3, niyasin ve magnezyumun %2'sini karşılar.
Kahvenin en pahalısı kediler ve fillerden.
Doğadaki kusursuz döngü insanoğluna sayısız güzellikler kazandırmaktadır. Dünyanın en pahalı 2 kahvesinden biri olarak bilinen Endonezya menşeili Kopi Luwak sınırlı miktarda üretilen, çok değerli bir kahve türüdür. Kilosu 300 ile 1000 dolar arasında rakamlara satılan bu kahve türü, Endonezya'da bir tür misk kedisi türü olan Luwak ya da Musang (Paradoxurus) olarak adlandırılan kedinin midesinde sindirilemeyerek fermantasyona uğrayan çekirdeklerin dışkı yolu ile atıldıktan sonra toplanması ile elde ediliyor. Daha lezzetli, aromatik ve eşsiz bir tadı olduğu bilinen bu kahvenin kafein miktarı diğer kahvelerden daha düşük.
Kopi Luwak kahvesinin özelliği kedinin kahve ağaçlarını dolaşıp en güzel ve en olgun çekirdekleri seçip yemesinden gelir. Fakat kafeslere kapatıldıkları için sadece onlara verilen çekirdekleri yiyorlar ve böylelikle kahvenin özelliği gitmiş oluyor.
**Son yıllarda Misk kedilerinin sadece Kopi Luwak üretimi için yakalanıp kafeslere kapatılmasını Hayvan Hakları’na olan duyarlılığımızdan ötürü onaylamıyoruz.
Bilinen diğer en pahalı kahve türü ise Siyah Fildişi Kahvesi. Tayland’da fillerin yediği kahve çekirdeklerinin, dışkılarından toplanıp temizlenerek işlenmesi ile üretilen bu kahvenin yıllık üretim miktarı oldukça düşük ve fiyatı kilogram başına 1000 dolar civarında.
%100 yerli ve milli Türk kahvemiz dünyada tek.
Demlenme yöntemi bakımından tamamen bize özgü olan Türk kahvesi yüzyıllardır gururumuz. Dünyanın en ince çekilen kahvesi olan Türk kahvesi, diğer kahve çeşitlerinden farklılaşmaktadır. Bunun yanı sıra telvesi ile tüketilen tek kahve çeşidi olması da bir diğer özelliğidir.
Sade kahve kilo aldırmıyor.
Kahve, neredeyse hiç kalori bulundurmayan içecekler sınıfındadır. Fakat süt, şeker, şurup ve krema gibi gıdalar işin içerisine girdiğinde bu önerme geçerli değil. Bu gıdalar içerdikleri kalorilerden ötürü kilo alımına sebep olabilirler.